Hormonal akne nedir sorusunun cevabı hormon düzeylerindeki dalgalanmalara bağlı olarak gelişen ve genellikle inflamatuar özellik gösteren bir akne türüdür. Özellikle kadınlarda östrojen-androjen dengesindeki değişikliklere bağlı olarak yaygındır [1,2]. Menstrüel döngü, gebelik, PCOS, stres ve androjen reseptör hassasiyeti gibi faktörler bu tabloyu tetikleyebilir. Erkeklerde ise androjen düzeyleri daha stabil olduğu için bu tür akne daha nadir görülür [2].
Hormonal Akne Belirtileri Nelerdir?
Hormonal akne (sivilce) genellikle yüzün alt kısmında yoğunlaşan, tekrarlayıcı ve derin lezyonlarla seyreden bir cilt sorunudur. Ergenlik dönemiyle sınırlı kalmayıp, 20 yaş ve üzeri kadınlarda da yaygın olarak görülmektedir. Peki, hormonal sivilce nasıl anlaşılır
Çene Hattı ve Boyun Çevresinde Sivilcelenme
Hormonal sivilce en sık olarak çene hattı, ağız çevresi, alt yanak bölgesi ve boyun çevresinde ortaya çıkar. Bu bölgelerdeki yağ bezleri, androjen hormonlarına daha fazla duyarlılık gösterir. Hormon düzeylerindeki dalgalanmalara bağlı olarak bu alanlarda papül, püstül, nodül ve kist gibi farklı tipte lezyonlar oluşabilir. Özellikle 20 yaş ve üzeri kadınlarda, bu dağılım şekli hormonal akne için karakteristik kabul edilmektedir [3].
Regl Öncesi Yoğunlaşan Kistik Yapılar
Menstrüel döngü, kadınlarda hormon düzeylerinin doğal olarak dalgalandığı bir süreçtir. Özellikle döngünün luteal fazında (yumurtlamadan sonraki dönem), androjen hormonlarının göreli artışı ile birlikte ciltte sebore (yağ üretimi) artar. Bu durum, gözeneklerin tıkanmasına ve iltihaplı, derin, kistik lezyonların oluşmasına zemin hazırlar.
Araştırmalar, bu dönemde oluşan akne lezyonlarının yüzeysel olmaktan çok komedonlara eşlik eden nodül ve kist yapısında olduğunu ve genellikle ağrılı, geç iyileşen ve tekrarlayıcı özellik gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle, her regl öncesi dönemde benzer bölgelerde çıkan derin sivilceler, hormonal aknenin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir [4].
Geçmeyen, Tekrar Eden Sivilceler
Hormonal aknede en belirgin özelliklerden biridir. Özellikle aynı bölgede sürekli olarak tekrar eden komedonal veya kistik lezyonlar, klasik akne tedavilerine sınırlı yanıt verir. Yapılan çalışmalarda, bu tip akne formunun sigara kullanan ve daha ileri yaşlardaki kadınlarda daha sık görüldüğü; komedonal bileşenin sıklıkla gözden kaçırılabildiği vurgulanmıştır [5].
Hormonal Akne Neden Olur?
Hormonal akne, özellikle androjen hormonlarının (testosteron ve DHEA-S) yağ bezlerini uyararak sebum üretimini artırmasıyla ortaya çıkar. Bu durum gözeneklerin tıkanmasına ve iltihaplanmaya yol açar. Adet döngüsü, PCOS, doğum kontrol hapları, gebelik, menopoz gibi hormonal değişimler ve stres, uykusuzluk, yüksek glisemik diyet gibi çevresel faktörler akneyi şiddetlendirebilir. Ayrıca, cildin androjen hormonlarına karşı aşırı duyarlılığı da hormonal akneye neden olabilir [1,6,7].
Hormon dengesizlikleri (özellikle androjen artışı)
Hormon dengesizlikleri, özellikle artmış androjen (testosteron, dihidrotestesteron (DHT)) ve azalmış östradiol düzeyleri, erişkin kadınlarda hormonal aknenin temel nedenleri arasında yer alır. Bu dengesizliklerin giderilmesiyle akne şiddetinde anlamlı azalma gözlenmesi, hormonal düzenlemenin tedavideki önemini ortaya koymaktadır [1].
Stres ve kortizolün etkisi
Kronik stres, vücutta kortizol hormonunu yükseltir ve bu da sebum üretimini tetikleyerek hormonal sivilceyi artırabilir [7].
Beslenme alışkanlıklarının hormonlara etkisi
Yüksek glisemik indeksli diyetler akne şiddetini artırabilir. Düşük glisemik yük diyeti uygulayanlarda akne, kilo, vücut kitle indeksi (BMI) ve androjen seviyesi azalırken, insülin duyarlılığı artmıştır.
Süt tüketimi ile akne arasında ilişkiyi gösteren çalışmalar sınırlıdır ancak özellikle yağsız süt tüketimi akne riskini artırabilir. Peynir ve yoğurtla böyle bir ilişki bulunmamıştır. Dondurma da akne riskini artıran süt ürünleri arasında yer almaktadır [5].
Hormon İlaçları Yerine Hormonal Akne için Doğal Çözüm Önerileri
“Hormonal akne nasıl geçer?” sorusunun cevabı çoğunlukla hormon ilaçlarıyla ilişkilendirilse de bu tedavilerin istenmeyen yan etkileri birçok kişi için endişe verici olabilir. Daha doğal, yan etkisi az ve uzun vadede sürdürülebilir çözümler arayan; seçimlerinde bilinçli davranan YA DA’lılar için, bitkisel içerikler ve bilimsel temelli takviyeler güçlü alternatifler sunabilir. Bu doğal tedaviler; sebum üretimi, bakteri büyümesi, inflamasyon (iltihap) ve keratinizasyon üzerinde etkili olur. Ayrıca topikal (cilt üzerine) uygulandığında nemlendirici ve yatıştırıcı etkiler sağlayarak hormonal akne tedavisine katkı sunarlar.
- Yeşil Çay: Antioksidan, anti-inflamatuar ve antibakteriyel özellikleri ile inflamatuvar akne durumlarında fayda sağlar.
- Resveratrol: İnflamatuvar yanıtı azaltır ve P. acnes bakterisinin çoğalmasını engelleyerek akne belirtilerinin yönetimine yardımcı olur.
- Rosa Damascena (Şam Gülü): Antioksidan, anti-inflamatuar, antimikrobiyal etkiler ve lipid peroksidasyonunu engelleyici özellikleri ile akne tedavisine katkı sağlar.
- Çay Ağacı Yağı (Tea Tree Oil): Topikal uygulandığında antimikrobiyal ve anti-inflamatuar etkiler göstererek inflamatuvar akne lezyonlarını iyileştirir ve akne tedavisine destek olur.
- Probiyotikler: Probiyotiklerin antimikrobiyal özellikleri de akne belirtilerinin hafifletilmesinde yardımcı olabilir [6,7].
Günlük cilt bakım rutini oluşturmak
Nazik temizleyiciler, gözenek tıkamayan (non-comedogenic) ürünler ve düzenli peeling ile cilt bariyeri güçlendirilmelidir. Hormonal akneyle mücadelede doğru cilt bakımının önemini keşfetmek ve kendi cilt tipinize göre hangi ürünlerin size daha uygun olduğunu öğrenmek için Cilt Tiplerine Göre Bakım Önerileri yazımızı mutlaka okuyun.
Niacinamide ve Azelaik Asit Gibi İçerikler
Niacinamide (B3), akne tedavisinin kurutucu etkilerinden dolayı irite olmuş cilde yeniden nem kazandırarak cilt bariyerinini destekler [8]. Doğal olarak buğday, arpa ve çavdarda bulunan azelaik asit, ciltteki hücre yenilenmesini hızlandırır ve iltihaplanmayı azaltarak cilt lekeleri ve akne görünümünü hafifletir [9].
Takviyeler: Çinko, Omega-3, DIM
Çinko, sebum üretimini dengeleyici ve iltihap azaltıcı etkileriyle akneye karşı etkilidir. Omega-3 yağ asitleri anti-inflamatuar özellik taşısa da akne üzerindeki etkileri hakkında çalışmalar tutarsızdır ve daha fazla araştırma gereklidir. Diindolmethan (DIM), özellikle lahana, brokoli ve karnabahar olmak üzere bazı sebzelerde bulunur. Hormon seviyelerini dengelediği kanıtlanmıştır ve bu da DIM'i hormonal akne tedavisi için uygun hale getirir [10].
Hormonal Akneyi Önlemek İçin Günlük İpuçları
Hormonal akne tedavisinde, sadece ilaç değil, yaşam tarzı değişiklikleri de önemlidir; basit alışkanlıklar hormonal dengeyi koruyarak akne riskini azaltır.
Rafine şeker ve süt ürünlerini azaltma
Yüksek glisemik indeksli besinler (rafine şeker içeren gıdalar), insülin düzeylerini yükselterek androjen hormonlarının artmasına yol açar. Bu durum, sebum üretimini artırarak gözeneklerin tıkanmasına ve akne oluşumuna katkıda bulunur [11].
Süt ürünleri, özellikle inek sütü, içerdiği IGF-1 ve hormonlar aracılığıyla benzer şekilde yağ bezlerini uyarır ve inflamasyonu artırarak hormonal akneyi şiddetlendirebilir [11].
Uyku düzenine dikkat etme
Yetersiz uyku kortizol seviyelerini artırarak hormonal dengeyi bozar ve sebum üretimini tetikleyip akneye zemin hazırlar; günde 7-9 saat düzenli uyku ise bu süreci önler ve cilt yenilenmesini destekler [7].
Günlük stres seviyesini düşürme
Kronik stres, kortizol artışıyla androjen seviyelerini yükselterek hormonal akneyi tetikler; mindfulness, nefes egzersizleri, egzersiz ve meditasyon gibi stres yönetimi teknikleri ise bu hormonal dengesizlikleri azaltarak akne kontrolüne yardımcı olur [7].
Sonuç
Hormonal akne, yalnızca yüzeysel bir cilt sorunu değil; altta yatan hormonal ve çevresel faktörlerin ciltteki klinik yansımasıdır. Etkili bir yönetim için medikal tedavilere ek olarak uyku düzeni, stres kontrolü, sağlıklı beslenme ve cilt bakım alışkanlıkları gibi günlük yaşam faktörlerinin de bütüncül bir şekilde ele alınması gereklidir. Bu yaklaşım, sadece akne semptomlarını hafifletmekle kalmaz; aynı zamanda cilt sağlığının sürdürülebilir şekilde korunmasına da olanak tanır [1,2,4,6].
KAYNAKÇA:
1. Thomas, J., Parimalam, K., & Sindhu, R. B. (2013). Hormonal acne: leading to a paradigm shift in the management of acne. Expert Review of Dermatology, 8(3), 225-227.
2. Kamangar, F., & Shinkai, K. (2012). Acne in the adult female patient: a practical approach. International journal of dermatology, 51(10), 1162-1174
3. Thiboutot, D. (2001). Hormones and acne: Pathophysiology, clinical evaluation, and therapies. Seminars in Cutaneous Medicine and Surgery, 20(3), 144–153.
4. Zaenglein, A. L., Pathy, A. L., Schlosser, B. J., Alikhan, A., Baldwin, H. E., Berson, D. S., ... & Bhushan, R. (2016). Guidelines of care for the management of acne vulgaris. Journal of the American Academy of Dermatology, 74(5), 945–973.
5. Bhadra, P. (2020). A literature review onacne due to hormonal changes and lifestyle. Indian Journal of Natural Sciences, 10(59), 18507-18521.
6. Sundene, N., & Doctor, N. Hormonal Acne:“Hormones and Acne” Holistic Dermatology Meets Natural Endocrinology!.
7. Madan, P. A Study on the Impact of Hormonal Imbalances on Acne Severity in Adult Females.
8. Permatasari, N. J., & Tan, S. T. (2024). Efficacy of Topical Niacinamide on Skin Hydration of Adolescents with Acne Vulgaris: An Experimental Study on the Adolescent Community in Jakarta, Indonesia. Bioscientia Medicina: Journal of Biomedicine and Translational Research, 8(9), 4987-4995.
9. Vargas-Diez, E., Hofmann, M. A., Bravo, B., Malgazhdarova, G., Katkhanova, O. A., & Yutskovskaya, Y. (2013). Azelaic acid in the treatment of acne in adult females: Case reports. Skin Pharmacology and Physiology, 27(Suppl. 1), 18–25.
10. Rubin, M. G., Kim, K., & Logan, A. C. (2008). Acne vulgaris, mental health and omega-3 fatty acids: a report of cases. Lipids in health and disease, 7(1), 36.
11. Spencer, E. H., Ferdowsian, H. R., & Barnard, N. D. (2009). Diet and acne: a review of the evidence. International journal of dermatology, 48(4).