Kozmesötikler Nedir? Tanımlar ve Yasal Düzenlemeler
FDA kozmetik ürünü “Dökülmek, serpilmek, ovulmak veya başka herhangi bir şekilde uygulanmak suretiyle vücudun veya vücudun herhangi bir kısmının temizlenmesi, güzelleştirilmesi, cazibesinin arttırılması veya görünüşünün değiştirilmesi amacı ile uygulanan preparatlar ve bunların hazırlanması için kullanılan maddelerdir.” şeklinde tanımlamaktadır. Kozmesötikler ise cilde uygulandığında fizyolojik süreçlere etki eden bitki veya bitki ekstrelerini içerebilen maddelerdir [1]. İlaç ile kozmetik ürün arasındaki ara ürün olarak ifade edilebilir.
Kozmesötikler ile ilgili yasal düzenlemeler incelendiğinde, FDA kozmesötik ürünleri ilaç kategorisinde kabul etmemektedir. Bu ürünler, herhangi bir kontrol, test veya onaya tabi olmaksızın, etikette içeriği belirtilmiş olmak koşuluyla üretilip reçetesiz olarak satılabilir [2].
Alman E Komisyonu bitkiler ile ilgili olan çalışmaları inceleyip güvenlik ve etkinliklerini değerlendiren bir komisyondur. Bu komisyon tarafından yayımlanan monograflarda kozmesötiklerin onay alıp almadığını, kozmesötiklerin kullanımı, endikasyonu, yan etkileri, diğer ilaçlarla ya da kozmesötiklerle etkileşimi, gebelik ve laktasyonda kullanımı hakkında bilgiler yer almaktadır [3]. Bir diğer kaynak olan EMEA (European Medicines Agency/ Avrupa İlaç Dairesi) tarafından hazırlanan ve bitkiler üzerinde yapılan bilimsel çalışmaların incelendiği monograflarda, güvenlik ve etkinlik profillerini değerlendirilmiştir. Bu monograflarda da Komisyon E’ye benzer şekilde kozmesötikler ile ilgili bilgiler bulunmaktadır [4].
Gebelik Döneminde Kozmesötik Kullanımının Yaygınlığı ve Nedenleri
Günümüzde gebelikte kozmesötik kullanım yaygınlığı giderek artış göstermektedir. Gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlar kloazma, stria gravidarum, akne vulgaris, kserosis, palmar eritem, hirsutizm, postpartum telogen effluvium gibi sağlık problemleri nedeniyle kozmesötik ürün kullanmayı tercih etmektedir [5]. 400 hamile kadın arasında yapılan bir çalışmada 144’ünün kozmesötik ürün kullandığı ve her birine ortalama 1,7 ürün düştüğü belirlenmiştir. Gebelikte karşılaşılan dermatolojik sorunlarla baş edebilmek adına güvenli buldukları kozmesötik ürünleri daha rahat bir şekilde tercih etmektedirler. Fakat bu kozmesötik ürünlerin çoğunlukla arkadaş veya aile tavsiyesi üzerine kullanıldığı ayrıca ürünlerin güvenlikleri ile ilgili bilgi eksikliği olduğu tespit edilmiştir [6]. Bu bilgi eksikliğinin giderilmesi için hastalar sağlık profesyonelleri tarafından bilgilendirilmeli ve gebelikte güvenli kozmesötik ürünlerin tercih edilmesi sağlanmalıdır.
Gebelik ve emzirme dönemi, kadınların hayatlarında özel yere sahip olan vücudun birçok fizyolojik değişimden geçtiği ve hassasiyetlerin belirgin hale geldiği dönemlerdir. Bu sebeple, bu dönemlerde kullanılan ürünlerin içeriği büyük önem taşımaktadır. Bu durumda, kozmesötik ürün seçimi hem gebelikte hem de emzirme döneminde hem sağlık hem de estetik açısından özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Emzirme döneminde cilt bakımı, annenin cilt sağlığını desteklemenin yanı sıra, bebeği de göz önünde bulundurmak gerektiği için ekstra dikkat gerektirmektedir. Ayrıca, hamilelikte cilt bakım ürünleri güvenliği, bu dönemde kullanılan kozmesötiklerin içeriklerinin sağlıklı ve güvenilir olmasını gerektirmektedir. Kozmesötik ürünler, cilt bakımının ötesinde tedavi edici özellikler de taşıyan ürünler olduğundan yanlış kullanımda istenmeyen etkilere yol açabilmektedir. Bu yazımızda, gebelik ve emzirme döneminde kozmesötiklerin güvenliği ve etkinliği üzerine merak edilenleri ele alacağız.
Kozmesötikler Hakkında Yanlış Bilinen Efsaneler ve Gerçekler
Kozmesötikler hakkında yaygın olarak bazı efsaneler bulunmaktadır ve bu yanlış bilgiler, hamile ve emziren kadınların güvenli ve etkili ürünler seçmelerini engellemektedir. Bu efsanelerden en yaygını, doğal olan bileşenlerin her zaman güvenli olduğu düşüncesidir. Doğal bir maddenin uzun yıllarca kullanması hem anne hem bebek için güvenli olduğu anlamına gelmemektedir. Ayrıca bitki ve bitki ekstrelerinden üretilen ürünler FDA tarafından onay almamaktadır. Ürünlerin reçetesiz satılması da göz ardı edilmemelidir. Ürünün kullanıcıya zarar vermesi durumunda güvensiz olduğu kabul edilmektedir.
“Doğal Olan Güvenlidir” Yanılgısı ve Gerçekler
Kozmesötik ürünler hakkında efsane gerçeklerden birisi de “Doğal olan güvenlidir” yanılgısıdır. Doğada birçok bitki bulunmaktadır fakat bazıları oldukça zehirlidir. Bu zararlı bitkilerin birçok yan etkisi olabilmektedir veya alerjik reaksiyonlara da neden olabilmektedir. Doğal kozmetikler hamilelikte güvenilir gibi gözükse bile her bileşenin zararsız olmadığı unutulmamalıdır. İçeriğinde etkili ve güvenilir bileşenlere sahip olduğu kanıtlanmış ürünlerin tercih edilmesi önemlidir [5], [7], [8].
Kozmesötikler ve İlaç Etkileşimleri
Çoğu insan ilaçlar ile kozmesötiklerin beraber kullanılmasının sorun yaratmayacağını düşünmektedir. Rutin kullanılan ilaçlar ile bitki veya bitki ekstrelerini birlikte kullanmamak gerekir. Çünkü kullanılan bitki ve bitki ekstreleri ilacın emiliminin artmasına veya azalmasına sebep olabilmektedir. Bu durumda ilacın kan konsantrasyon seviyelerinde değişiklikler gözlenebilmektedir. Kozmesötik ilaç etkileşimleri, özellikle cilt tedavisi için kullanılan ürünler sistemik ilaçlarla kullanıldığında istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabileceği için sağlık profesyonellerinden destek almak oldukça önemlidir [5], [7].
Gebelikte Sık Görülen Dermatolojik Sorunlarda Kullanılan Kozmesötikler
Gebelik süresince anne, fetüsün normal büyümesini ve gelişimini sağlamak amacıyla bazı fizyolojik ve patolojik değişikliklere uğramaktadır. Yaygın görülen fizyolojik değişiklikler arasında linea nigra, fibroepitelyal polipler, stria gravidarum, palmar eritem ve pruritis gravidarum bulunmaktadır. Patolojik olan değişiklikler ise gebeliğe özgün dermatozlar (PSD) olarak bilinmektedir. PSD’lerin sınıflandırılması cilt özelliklerine, immünopatolojiye, histopatolojiye ve hamilelik içindeki zamanlamaya göre yapılmaktadır. PSD’ler atopik gebelik döküntüsü (AEP), polimorfik gebelik döküntüsü (PEP), gebeliğin intrahepatik kolestazı (ICP) ve pemfigoid gestasyonis (PG) olarak bilinmektedir [9].
Gebelik döneminde yaygın olarak karşılaşılan dermatolojik sorunlar arasında kloasma, stria gravidarum ve akne vulgaris sıkça gözlenmektedir. Vitis vinifera (Grape Seed/Üzüm Çekirdeği) ekstresi, Pinus pinaster (Fransız Deniz Çam Ağacı) ekstresi, Centella asiatica (Gotu Kola) ekstresi, kakao yağı, zeytinyağı, Melaleuca alternifolia (Tea Tree Oil/Çay Ağacı Yağı), tanen, Vitex agnus castus (Chasteberry/Hayıt Meyvesi) ekstresi içeren kozmesötik ürünler bu fizyolojik değişikliklerde yaygın kullanılmaktadır [5].
Kloazma Tedavisinde Üzüm Çekirdeği ve Fransız Deniz Çam Ağacı Ekstreleri
Kloazma ciltteki pigmentasyon değişiklikleri sonucu görülen kahverengi lekelerle karakterize bir cilt hastalığıdır. Bir diğer adıyla ‘hamilelik maskesi’ olarak da bilinmektedir. Kloazma hamile kadınların %50-70’inde görülen bir sorundur [10]. Bu nedenle kloazma tedavisi hamilelikte önem arz etmektedir.
Üzüm çekirdeği ekstresi gebelikte topikal olarak antioksidan, antiinflamatuvar, antikarsinojenik özelliklerinden dolayı tercih edilmektedir [11]. Kloazma tedavisinde proantosiyanidin bakımından zengin olan Üzüm Çekirdeği Ekstresi kullanılması sonucu melanin biyosentezinin ve UV kaynaklı hiperpigmentasyonun azaldığı gözlenmiştir [12]. Diğer bir çalışmada ise üzüm çekirdeği ekstresinin 12 kloazması olan kadınlardaki etkisi incelendiğinde ekstrenin oral alımının yüzdeki kloazma hiperpigmentasyonunu başarılı bir şekilde iyileştirdiğini gözlenmiştir [13].
Fransız Deniz Çam Ağacı Ekstresi proantosiyanidinler, monomerik fenolik bileşikler ve fenolik asitler içeren Pinus pinaster kabuğunun standartlaştırılmış özütüdür. Yapılan in vitro çalışmalar sonucunda C vitamini ve E vitaminine göre daha güçlü olduğu kanıtlanmıştır. 30 kloazmalı kadında yapılan bir çalışmada, kadınlara 30 gün boyunca Fransız Deniz Çam Ağacı Ekstresi içeren tabletler verilmiştir. Tedavi sonucunda melazmayı belirgin şekilde azalttığı tespit edilmiştir [14].
Stria Gravidarum İçin Kullanılan Bitkisel Ürünler ve Etkinlikleri
Stria gravidarum hamilelik çatlakları olarak bilinmekte ve gebelik dönemindeki kadınların yarısından fazlasında görülmektedir [15]. Çoğu kadın şikayetçi olduğu bu duruma karşı Centella asiatica (Gotu Kola) ekstresi, kakao yağı ve zeytinyağı gibi çatlak önleyici bitkisel ürünler kullanmaktadır. Ancak stria gravidarumun doğal tedavisinde bu bitkisel ürünlerin ne kadar etkili oldukları tartışmalıdır çünkü çatlaklar oluştuktan sonra onları tamamen giderecek bir tedavi yoktur [5].
Centella asiatica (Gotu Kola) ekstresi, yara ve skar izlerinin iyileştirilmesinde kullanılanılmaktadır. 80 kişilik gebe kadınlar üzerinde yapılan çalışmada (40 kişi plasebo ve 40 kişi tedavi grubu) Centella asiatica ekstresi içeren krem uygulanmıştır. Plasebo grubundaki 22 kadında (%56) ve tedavi grubundaki 14 (%34) kadında stria gravidarum gözlenmiştir. Klinik çalışmalar sonucu Centella asiatica içeren kremin etkili olduğu saptanmıştır [16].
Kakao yağının etkisini gözlemlemek amacıyla yapılan 300 gebe kadından oluşan çalışmada, 150 kadına plasebo krem uygulanırken 150 kadına kakao yağı kremi uygulanmıştır. Kadınlar doğuma kadar stria gravidarum gelişiminin değerlendirilmesi için takip edilmiştir. Kakao yağı kremi kullanan hastaların %44’ünde, plasebo kullananların ise %55’inde stria gravidarum geliştiği tespit edilmiştir. Sonuç olarak kakao yağı kreminin stria gravidarum gelişimini engellemediği söylenebilir [17].
Stravia gravidarum için kullanılan bir diğer ürün de zeytin yağıdır. 100 gebe kadınla gerçekleştirilen bir çalışmada, tedavi grubundaki 50 kadın masaj yapmadan günde iki kez 1 cc topikal zeytinyağı uygulamıştır. Kontrol grubuna ise herhangi bir krem veya yağ uygulanmamıştır. Çalışma sonucunda iki grup arasında anlamlı bir fark gözlenmemiştir [18].
Gebelikte Akne Vulgaris Tedavisinde Kullanılan Kozmesötikler
Akne vulgaris, gebelik ve emzirme döneminde kadınları etkilemektedir. Gebelikteki hormonal ve fizyolojik değişiklikler sonucu gebeliğin çeşitli evrelerinde akne oluşabilmektedir [19]. Melaleuca alternifolia (Tea Tree Oil/Çay Ağacı Yağı), Vitex agnus castus (Chasteberry/Hayıt Meyvesi) ekstresi ve tanen içeren bitkiler gebelikte akne vulgaris tedavisinde kozmesötik olarak antiinflamatuvar ve antibakteriyel etkilerinden ötürü tercih edilmektedir [5].
Melaleuca alternifolia (Tea Tree Oil/Çay Ağacı Yağı), Melaleuca alternifolia bitkisinin damıtılmasıyla elde edilen uçucu yağdır. Çay ağacı yağı geniş spektrumlu antimikrobiyal aktivitesi sayesinde cilt ve mukozayı etkileyen bakteriyel, viral, fungal ve protozoal enfeksiyonlara karşı etki göstermektedir. Bu etkilerinden dolayı akne vulgariste de etkili olduğu söylenmektedir [20]. Yapılan bir çalışmada %5’lik benzoil peroksit ve %5’lik çay ağacı yağı karşılaştırılmıştır. Her ikisi de hastaların aknelerinin iyileşmesini sağlamıştır. Çay ağacının etkisinin benzoil peroksite göre daha yavaş olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca çay ağacı ile tedavi edilen grupta daha az yan etki görülmüştür [21]. Başka bir çalışmada ise %5’lik çay ağacı yağı kullanılmasının akne vulgaris için etkili bir tedavi olduğu tespit edilmiştir [22].
Tanenler, doğadaki birçok bitkide bulunan bir maddedir. Beyaz meşe kabuğu (Quercus alba), İngiliz ceviz yaprağı (Juglans regia), fıtık otu (Agrimonia eupatoria), altınbaşak (Solidago virgaurea), jambolan kabuğu (Syzygium cuminum), Labrador çayı (Ledum latifolium), hanımeli (Alchemilla mollis), lavanta (Lavandula angustifolia), sığırkuyruğu (Verbascum thapsus), ratanya (Krameria triandra), Çin raventi (Rheum palmatum) ve sarı kantaron (Hypericum perforatum) tanen içeren bitkilerdir. Bu bitkiler deri büzücü etkiye sahip oldukları için akne vulgaris tedavisinde tercih edilmektedir [23].
Vitex agnus castus (Chasteberry/Hayıt Meyvesi) ekstresi, premenstruel semptomların tedavisinde sık kullanılmaktadır. Komisyon E, premenstrüel akne tedavisinde sistemik olarak kullanımını 40 mg/gün olarak belirlemiştir. Fakat Vitex agnus castus’un akne vulgaris tedavisinde gebelik ve emzirme dönemlerinde sistemik kullanımı önerilmezken topikal kullanımına izin verilmektedir [5], [23].
Bitki ve bitki ekstrelerinden elde edilen ürünlerin gebelik ve emzirme döneminde kullanımı ile ilgili yeterli sayıda bilimsel veri bulunmamaktadır. Bu nedenle kozmesötik ürün seçimi gebelikte önemli bir konu haline gelmektedir. Hamilelikte tercih edilebilecek cilt bakım ürünleri güvenli aktif içeriklere sahip olmalıdır. Ayrıca cilt bariyerini olumsuz yönde etkileyecek içeriğe sahip ürünlerden kaçınılmalıdır. Emzirirken kullanılabilecek cilt bakım ürünlerinin ise anne sütüne geçebilecek bileşenler açısından dikkatle incelenmesi önemlidir. Güvenilir ve etkili içeriğe sahip Atopik Dermatit Serisi gibi hassas ciltlere sahip hamile ve emziren kadınların cilt bariyerini destekleyen içeriklerle formüle edilen ürünler hamilelik ve emzirme döneminde güvenli kullanım sunmaktadır.
Kaynakça
1. Morganti, P., Morganti, G., Gagliardini, A., and Lohani, A. (2021). From cosmetics to innovative cosmeceuticals—non-woven tissues as new biodegradable carriers. Cosmetics, 8(3), 65.
2. Bedi, M. K., and Shenefelt, P. D. (2002). Herbal therapy in dermatology. Archives of dermatology, 138(2), 232-242.
3. Blumenthal, M. (1999). The complete German commission E monographs. Therapeutic guide to herbal medicines.
4. Herbal medicinal products. European Medicines Agency; 2025 www.ema.europa.eu/en/human-regulatory-overview/herbal-medicinal-products
5. Yildiz, H., and Abuaf, Ö. K. (2013). Gebelik ve emzirme döneminde kozmesötik kullanimi/Use of cosmeceuticals during pregnancy and lactation period. Türkderm: Türk Deri Hastalıkları ve Frengi Arşivi= Turkderm: Turkish Archives of Dermatology and Venereology, 47(4), 194.
6. Nordeng, H., and Havnen, G. C. (2004). Use of herbal drugs in pregnancy: a survey among 400 Norwegian women. Pharmacoepidemiology and drug safety, 13(6), 371-380.
7. Friedman, J. M. (2000). Teratology society: presentation to the FDA public meeting on safety issues associated with the use of dietary supplements during pregnancy. Teratology, 62(2), 134-137.
8. Wal, A., Wal, P., Gupta, S., Sharma, G., and Rai, A. K. (2011). Pharmacovigilance of herbal products in India. Journal of Young Pharmacists, 3(3), 256-258.
9. Beard, M. P., and Millington, G. W. M. (2012). Recent developments in the specific dermatoses of pregnancy. Clinical and experimental dermatology, 37(1), 1-5.
10. Kalaycı, M. M. (2020). Pregnancy Mask: Melasma. Journal of Experimental and Basic Medical Sciences, 1(2), 065-067.
11. Draelos, Z. D. (Ed.). (2021). Cosmetic dermatology: products and procedures. John Wiley & Sons.
12. Yamakoshi, J., Otsuka, F., Sano, A., Tokutake, S., Saito, M., Kikuchi, M., and Kubota, Y. (2003). Lightening effect on ultraviolet‐induced pigmentation of guinea pig skin by oral administration of a proanthocyanidin‐rich extract from grape seeds. Pigment cell research, 16(6), 629-638.
13. Yamakoshi, J., Sano, A., Tokutake, S., Saito, M., Kikuchi, M., Kubota, Y., ... and Otsuka, F. (2004). Oral intake of proanthocyanidin‐rich extract from grape seeds improves chloasma. Phytotherapy Research: An International Journal Devoted to Pharmacological and Toxicological Evaluation of Natural Product Derivatives, 18(11), 895-899.
14. Ni, Z., Mu, Y., and Gulati, O. (2002). Treatment of melasma with Pycnogenol®. Phytotherapy Research: An International Journal Devoted to Pharmacological and Toxicological Evaluation of Natural Product Derivatives, 16(6), 567-571.
15. Young, G. L., and Jewell, D. (2000). Creams for preventing stretch marks in pregnancy. Cochrane Database Syst Rev, 2, CD000066.
16. Mallol, J., Belda, M. A., Costa, D., Noval, A., and Sola, M. (1991). Prophylaxis of Striae gravidarum with a topical formulation. A double blind trial. International journal of cosmetic science, 13(1), 51-57.
17. Buchanan, K., Fletcher, H. M., and Reid, M. (2010). Prevention of striae gravidarum with cocoa butter cream. International Journal of Gynecology & Obstetrics, 108(1), 65-68.
18. Soltanipoor, F., Delaram, M., Taavoni, S., and Haghani, H. (2012). The effect of olive oil on prevention of striae gravidarum: a randomized controlled clinical trial. Complementary Therapies in Medicine, 20(5), 263-266.
19. Ly, S., Kamal, K., Manjaly, P., Barbieri, J. S., and Mostaghimi, A. (2023). Treatment of acne vulgaris during pregnancy and lactation: a narrative review. Dermatology and Therapy, 13(1), 115-130.
20. Pazyar, N., Yaghoobi, R., Bagherani, N., and Kazerouni, A. (2013). A review of applications of tea tree oil in dermatology. International journal of dermatology, 52(7), 784-790.
21. Bassett, I. B., Barnetson, R. S. C., and Pannowitz, D. L. (1990). A comparative study of tea‐tree oil versus benzoylperoxide in the treatment of acne. Medical Journal of Australia, 153(8), 455-458.
22. Enshaieh, S., and Jooya, A. (2007). The efficacy of 5% topical tea tree oil gel in mild to moderate acne vulgaris: a randomized, double-blind placebo-controlled study.
23. Reuter, J., Merfort, I., and Schempp, C. M. (2010). Botanicals in dermatology: an evidence-based review. American journal of clinical dermatology, 11, 247-267.